29 Haziran 2014 Pazar

90lar

- Üzülme boş yere dönüş yok çaresiz , düşündüm kaç kere cehennem sensizlik, yenilme kendine kaderin bensizlik yazmışsa bozmak olmaaazz..
- Aaaa şey değil mi Kenan Doğulu.
- Evet o niye ki?
- Güzel şarkı ama.
- Evet öyledir.
- Bi de onun zamanında güneş kolyesi vardı dimi. Şu meşhur olan hani, hatta onun hakkında sımsıkı klibini çekmişti.
- Evet evet güneş kolyesi. Hey dergisi veriyordu hediyesini zamanında. Alamamıştım ben. Ta italyaya zor geliyordu. Bi hafta öncesinden sipariş etmen gerekiyordu.
- Aynı dönemde bir de Burak kut vardı biliyosun dimi?
- Burak kutu bilmem mi yaa.. Ben onunla yaşadım doksanları ne diyosun sen. Burak kut, Kenan doğulu, izel çelik ercan, aha...
- Oooo bakıyorum da türkiyede yaşamamış birisi için gayet iyisin.
- İyi demek hafif kalır bence. Ağzını topla.
- Hahahahaha İstemiyorum babaaaa
- Rüya ersavcıya mı vurdun şimdi de. O şarkıdan sonra yok oldu o. Halbuki ne kadar güzel sesi vardı kadının. Harcadılar. 
- Doktor erol bey ben aşık oldum  diye bi erol köse şarkısı da vardı.
- Haaa bak o daha vahim bi durum. Erol köse o bet sesinin ardında komedi yaptı ya. Doksanların neşesi oldu bi anda. Zaten Komedi dans üçlüsünden bi tanesiydi. Bu kliple iyice coştu adam. Sonra antropoza girip twitterdan millete saydırıp duruyo. Rahat ol bende Erol köse sendromu daha başlamadı. 
- Erol köse kimleri çıkarmadı ki zamanında...
- Kimleri çıkarmadı ki. Doksanların bütün şarkıcıları neredeyse hepsini o çıkardı. Hele o zamanlar bi Mahsun Kırmızıgül - Özcan deniz ortaklığı vardı ki sorma. Mahsundan dinle dinlerdik, Özcandan hadi hadi meleğime geçerdik. Sonra Seda sayan mesela yine o dönemlerde Yar ben sana gitme demedim mi diye diye o r leri bastırmasıyla ünlü oldu. Bi dönem benimde ağzımdaydı o şarkı.
- Hadi hadi meleğim dedin de o şarkı nasıldı yaa..
- Hadi hadi meleğim gelde göreyim,o güzel yüzünü ben de seveyim, herkes seni melek sanıyor hadi hadi meleğim uçta göreyim. Klibinde dönemin şarkıcıları oynuyor, özcan denizde istanbulda bi yerlerde elleriyle kanat işareti yapıp uçta göreyim derken uçuruyodu. Komik bi klip anlayacağın bu zamana göre. 
- Klipte Mustafa sandalda vardı dimi?
- Olmaz mı. Aya benzer yüreğim mustafa sandal. Bebeğim Burak Kut, Ahmet Deniz seki, Kenan doğulu, fatih erkoç, deniz arcak, ben deniz, yavuz bingöl.
- Deniz arcak hahahaha. Ay o kadını duyunca bi hoş oluyorum yaa..
- Niye ki? Döneminin bence en iyi seslerinden birisi. Rodzillaydı onun lakabı mesela. O ismi de Emelin bi klibinde oynuyordu ondan sonra aldı. Zaten kendisi de delinin teki gibi bişeydi. Şimdi mevlanaya sardı gerçi. 
- Aaaa evet evet Emel. Kızıl kısa saçlıydı dimi o. Evet ama tek  kısa saçlı o değildi ki. Deniz arcak, Bendeniz, Emel, Jale, Hale ve hatırlayamadıklarım. 
- Peki dönemin sosyal mesajcıları hakkında ne düşünüyorsunuz sevgili inya?
- Aklıma kim geldi biliyo musun sen böyle sorunca. Reha muhtarla ben Saadettin Teksoy sokarım. hahahahaha. Öhm. Neyse ne diyoduk sosyal mesajcılar. Bence en iyi sosyal mesajı Grup vitamin veriyordu. Tabi grup vitamin harbiden grup vitaminken veriyordu. Sonra grup ikiye bölündü bişeyler oldu bilmem neler oldu filan. Ama en önemli mesaj yine de Grup Vitamin benzeri şarkılar yapan Grup Raptiye vardı o zamanlar. Hala dinlerim ben şarkılarını onların. Hello malatya ne var ne yok orda çok özledim laf aramızda gülden güzel bir kız idim ne hale geldim bak sonunda. Bu sözler çok şey anlatıyor bakma sen. Zamanında un kapanında şarkı söyleyip meşhur olucam ayağına bir sürü kişi, kadın erkek demeden herkesin namusu elden gidiyordu. Beyoğlu kanlı bölge ilan edilmişti bile. İpini koparan ordaydı. Doğudan batıya göçün en sık rastlandığı olaydı o dönem. Medya saolsun özendire özendire anlatıyodu. Yok Tarkan şıkıdımla bilmem kimle beste yapmış, Yok Burak kut amerikada ilk yabancı klibi çekicekmiş, Yok işte kenan doğulu kardeşiyle çalışmaya karar vermiş, izel çelik ercan artık izel ercan olup çelik kendi yoluna devam etmişmiş. Böyle abuk sabuk şeylerle milletin kanına girdiler. Yani o zamanlar şöhret olmak demek yönetmenin yatağından ve prodüktörün yatağından geçmek ilk adımdı. Gerisi kolay. Dr alban vardi bi de o zamanlar. no coke no vitamin derdi. hello africa şarkisini once grup vitamin esprili bi şekilde yapti sonra grup raptiye cikti. Ondan sonra zaten onune gelen komik şarki yapti. Erol kose, ruya ersavci, sertab , barbaros harettin, bilo, seyfo , ciguli. Ciguli binnaz şarkisi yuzunden cok dayak yedi mesela. Annesinin adi binnaz olan ciguliye tekme atip duruyordu o zamanlar. Gramafon calardi. O zamanlarin gramofonlu husnu şenlendiriciydi o. Ali guven de vardi mesela butun kizlar guzel şarkisinda iskoc kiyafeti giydi diye eşcinsel yaptilar adami.


Diğer hatırladıklarım , emelin kısa kızıl saçları, deniz arcağın kısa sarı saçları ve rodzilla ismi, yonca evcimikin siyah uzun düz saçları, serdar ortaçın radyodan çıkmış ve klip çekmi hali, ayrıca 95 yılına giriş mesajı "Karabiberler, kırmızı biberler, kumral, sarışın, esmer biberler" diyişi, Burak kutun newyorkta ilk yurtdışı klibini çekmesi, ardından sarah birminghamla düet yapması, Oya boranın ara beni dansı, Kaderin "Adamım"ı , Yıldız Tilbenin Annesi ve Onun Şeferi ( Şoförü ), Ebru Gündeşin ilk klibindeki kel adam, Özcan denizin kaşları, Burcu Güneşin altın sarısı uzun saçları, Sezen aksu, Nilüfer, Ajda Pekkan, Barış Manço, Zerrin özerin doksanlardaki sanatçılara destekleri, Kayahanın aşk şarkıları, Nilüferin " Show yapma"sı, Nilüfer özerin "Şımarığı" Tarkanın şımarık klibinde arkasından kızları koşturması, Renginin klip çekeceğim derken boyanın içine ayağını sokması, Reyhan karacanın sevdik sevdalandıkı, Hülya avşarın kliplerinde çocuk oynatması, Bir programda Ay yıldızlı kırmızı balona tekme attı diye gereksiz yere medyada sansürlenmesi, İbrahim tatlısesin zırt pırt birilerini " Sesi çok güzel  " diyerek destek olması. BKz Günel, Küçük ibo... Bu ikisi sonra yok oldu.  Ardından misilleme yapar gibi Mahsun kırmızıgülün Küçlük onuru aynı yıl ortaya çıkarması ve sonra ortadan yok olması. Şahsenemi Şahmeran sanmam. Saat ikide taksimde buluşmaları, Cartelin cehennemden çıkan çılgın türk olması, Mustafa sandalın arabası ve aya benzer dansı, Türkiyenin 10 sene boyunca dünya barışıyla ilgili şarkı söyleyip ilk 10a bile girememesi. Şebnem paker gibi muhteşem bir sesi benim 97 yılında görmem. Çılgın Bedişin Oktayı ve hayalleri. Zerrin özerin Kerim Tekine olan aşkı ve Kerim tekin öldükten sonra onun için yazdığı şarkılar. Çıtır Kızlar ve Bir kaç iyi adam.

Sen de ne var?

27 Haziran 2014 Cuma

Ev-lenemedim

Bu sefer gercekten eşşegin şeyine karpuz kabugunu kacirdim galiba. 5 gun bilemedin 6 gundur sevgiliyle ev bakma moduna girdik ki bu stres bana artik 5 sene yeter. Sevgili kemerden geliyor Alanyaya. Hergun gikini cikarmiyor bense hala " yok bu olmaz bu olmaz bu hic olmaz, kaşinin altinda goz var, iki kolu var ayni bizim gibi bu hic olmaz" diye diye illalah ettirdim adama allah biliyo.

Ayiptir soylemesi ev alicam. Keseye gore bi tane bakiyorum. Bunu duyan sevgili de hadi beraber alalim ortak bişeyimiz olsun diye diretti. Ben ortak bişeye sahip olmayi sevmem hic. Ablamda gecenlerde soylemişti ev alicaksan beraber alalim diye. Ben baya bi cemkirmiştim " hayiiir istemiyorum ben kendi ayaklari uzerinde durabilen bir bireyim " diye. Ama gel görki hala duramayan biriyim. Ve sevgilinin yardımını kabul eden biriyim.

Neyse işte ilk eve bakmaya gittik. Ev çok güzel bunu söylemeliyim. Büyük havuzu var, Küçük havuzu var, küçük havuzunda balıklar var ve etrafında kediler ve kargalar boy atıyor, 8. kat dublex bi daire, deniz de görüyo, balkonu geniş, halay çekilecek seviyede,mangalda yakılabilir, hatta ve hatta balkondan havuza bile atlayabiliriz. O derece güzel ve süper ötesi bir ev. Ev sahibiyle oturduk konuşuyoruz. Fiyatından tutta evin ilk sahibine kadar. Evi neden sattığını allahtan sordumda vazgeçmemin nedeni o oldu. Kadın üçüncü evliliğini yapmış. İlk iki eşi burda vefat etmiş. Zaten evin bundan önceki sahibide burda ölmüş. Yani bi nevi lanetlenmiş ev. Ben bu ev olmaz diye tutturunca da sevgili kişisi el sıkışmayı bırak ooldu o zaman görüşürüz dedi de çıktık.

Ertesi gün taaa Kemerden Alanyaya tekneyle gelme gibi bir lükse sahip olan sevgili kişisi beni Manavgattan alarak Alanyaya geçtik. Modumuz ev bakmaya giden iki kişi değilde tekne turuna çıkmış öyle lak lak yapan iki insandan öteye gidemiyor tabi. Neyse biz geldik yine Alanyaya evi bakmaya gittik. Ev yine güzel. 5. katta ve tam istediğim gibi, geniş salon geniş mutfak geniş odalar. geniş banyo, küveti var, küvette masaj yapma yeri var, küvete aynı zamanda müzik yayını da verilebiliyor. Durum bu. Ben niye banyosuna bu kadar kafayı taktım ama  banyosu süperdi napim yani.  Evin sahibniyle oturduk yine konuşuyoruz. Herşey yine süper. Fiyatta anlaştık anlaşıcaz, krediye uygun, yüksek kat istediğim gibi falan ama heyecanlıyım. Heyecanımı bozacak hiçbirşey olamazdı o zaman. Tam ev sahibi oldum olucam dedim. " Komşularımız Türk mü" diye sordum. Adam " Abi onlar öğrenci bi zararı olmaz" diyince de. "Neeee!!!!" diye bi çığlık attım. Sevgiliye kaç göz yapıyorum ama saolsun herif beni dinlemiyo. Ya hadi kalk düşünelim biraz daha dediysem de dinlemedi. Sonunda ayağımla kaval kemiğine sertçe vurdumda dikkatini çektim. Hadi kalk gidiyoruz diyerek çıktık o evden de.

- Evin neyi vardı ne güzeldi işte.
- Evet ev güzel. Komşular berbat. Ben onların gece içmelerinin sesleriyle mi uğraşıcam, yoksa eve kız yada erkek atmalarıyla mı, kızların sana yan gözle  bakıp seni eve davet etmelerini söylemiyorum bile, ya bi tane dalyan gibi adonis kaslı yakışıkllı biskolata erkeği gibi biri gelip - abi evde tuz kalmamış biraz verir misin - diye sırıtıp ardından sibel can bakışı yaparsa ve ben buna hayır demezsem noolcak hiç düşündün mü? Ya da ben evde yokken yine birisi gelip senden tuz isterse? Hoş bizim evde bulunmaz öyle beyaz şeyler ama isterse ve sen de gel içeri olacak bi yerlerde diyip seni kandırırsa. Sonra ben ikinizi yatağımızda yakalarsam noolcak? İkinizi de kıtır kıtır doğrarım orda elektrikli testereyle ona göre. Ben insanım yaa insanım. Öğrenci komşuyla uğraşamam. oturcam ben orda yaşayacağım olmaz bak gidip satın almak filan yok benden habersiz ona göre.
- Sen şimdi iki saniyede bu kadar şeyi nasıl düşünebildin?
- Düşünürüm ben. Bok hakkında 5 sayfa yazı yazmış adamım ben.
- Peki peki.
- Fırk
- Ne oldu şimdi niye ağlıyosun?
- Bişey yok. Git şurdan iki max al da yiyelim ağzım yüzüm kurudu.
- Gel buraya deli şey.

Modumuz bu tabi. Ama çıldırdım yaa. Almam ben o evi.

Bundan sonra üç tane daha ev vardı da, onun kaşının altında gözü var, kafası delik, aa yok sen beğenmedin hadi gidelim, adam çok soğuktu almayalım, yok adam sterlinden bahsediyo ben Türk lirası veririm kardeşim, Ay bunun balkonu da çok dar nasıl mangal yakıcam ben burda?, yok arkadaşlarımı bu eve çağırmam ben, bunun çatısı çok dar, bu ev güneş almıyo, denizi yandan görüp napıcam ben, yok dağ evi hiç olmaz merkezi değil aracım yok benim, panjurları çok eski diye diye anamız ağladı... En sonunda vazgeçtikte gidip teknede biraz denize girdik.

Ev almak ne kadar zormuş halbuki. Eleman gidip iki tane evi nasıl aldı hala hayret ediyorum. Ben daha bir ev alamazken. Acaba o da bu evreden geçti mi? Bence geçmemiştir yaa. Onun babası var yanında. Onun kulağı deliktir. Ona sorayım ben.

19 Haziran 2014 Perşembe

Poseidon

Annem Rheıa Babam Kronostur benim. Babam bize kötü davrandığında doğacak olan diğer kardeşlerim tek gözlü Kyklopları annemin karnına geri tıkmış ve annemin acı çekmesini sağlamış. Bende diğer yedi kardeşlerimle babamı yok ederek Olympos tanrılarını kurduk. Bana düşense Denizler, Depremler ve Atların tanrısı olmak. Kardeşim Zeus başa geçti. O da Yıldırım tanrısıdır mesela.


İlk Eşim Amphirite. Amphirite de denizin diblerinin tanrıçası. Benden hiç uzaklaşamaz anlayacağın. Gözüm sürekli üzerinde olur. Ve Amphiritten olma oğlum Amykos. Ona da Bebyrklerin diyarını verip kral yapmışlığım vardır. Diğer oğlum Kynos. Truva savaşında Yarım yamalak tanrı olan Aşil öldürdü onu. Ben de onu biraz daha yaşasın diye kuğuya çevirdim. Arada göç ederken bana uğrar sürekli.

Medusa ile ilk ilişkim Athena tapınağında başladı. Medusa benim olmadan önce bakire bir kızdı. Benimle birlikte olunca bakireliği kalmadı tabi. Benim cazibeme dayanamadı da ... Tabi bunu duyan Athena çok kızdı ikimize de. Athena çok kıskanç bir kadın. Dünyada kendisinden başka güzel olmaması için elinden geleni yapıyor. Medusa bence ondan daha güzeldi ama bunu hiçbir zaman söyleyemedim ona ben. Sevgili kardeşim Zeus beni ispiyonlamasaydı Athenaya şimdi Medusayla çok güzel giden bir hayatım olabilirdi. sonra Medusayı lanetledi. Ona kim bakarsa baksın taşa çevireceği gözler verdi. Saçlarını ise yılanlardan yaptı. Her ne kadar bu laneti yenmeye çalışsam da bi türlü yenemedim. Bir gün Perseus Medusanın kafasını koparınca Oğullarım doğdu. Pegasus ve Chrsyar. Pegasus bildiğin kanatlı at işte. Benim oğlum. Athena bunu öğrenince onu bir krala vermiş. Onunla çok iyi arkadaş oldular şimdi. Çok kötü bir canavarı alt ettiler mesela. Ama sonra ne oldu biliyor musun. Bu kral dediğimiz kişi o kadar kibirlenmiş ki benim yerim olymposta demiş. Olymposa gelirken Zeus Pegasusa bi at sineği gönderdi de sinek Pegasusu ısırınca bu kralda sırtından düştü. Sonra Pegasus tek başına Olymposa geldi. Zeusta ona iş verdi. 

Chrsyarı da Athena çok iyi bir savaşçı olacak diye kendisine köle yaptı. Eşşek gibi çalışıyor. 

Ben mi?
Benim borum denizlerde ötüyor sadece. İstersem muhteşem dalgalar yaratabilirim. İstersem depremler oluşturabilirim. İstersem suya da yön verebilirim. Oğullarım ve kızlarım bu görevleri zaten yapabiliyorlar. 

Adalarda benim eserim. Karaya çıktığım zamanlarda yatay şekilde taş atılır ya hani. O şekilde attığım taşlardan yaptım onları. Güzel olmuş değil mi? Bazılarını sonra yok ettim ama mesela atlantisi. Çok şımarmışlardı. Bi depremle yok ettim onları mesela. Tabi bunu yaparken Okeanosun yardımını aldım. 

Evim eğriboz adasında altın yeleli ve tunç toynaklı atlarımla beraber kaldığım denizin dibindeki mercanlardan ve değerli taşlardan yapılma denizin dibindeki saraydır.Her ne kadar burda yaşıyor olsam da olymposta bir sandalyem mutlaka vardır. Babamı yok ederken kardeşlerim Hades ve Zeusa yardım etmemin bedeli olarak bana verilen sandalye ve söz hakkı.

Ben Poseidon. Denizlerin, Depremlerin ve Atların Ölümsüz tanrısı.

18 Haziran 2014 Çarşamba

Sessiz

doksanlazzzzzzz ..................
.......................................
..........................................
...............................................!!!
... (!!!) ... .. ..... ......... .... .... .. ......??
( .. , .. , .... ) ........................................................................ - ........ !!?
- .........
- .........
- .........
- .........
......... ........ ... . ........ .......... ..! ........ .... ..... .... ... ? ( .. , .. , .... ) ........... ....... ..... ... .... ...... ..... ..... ..... ... .. ...... ...... ..... ..... .... ................. ..... ......... .... ..... ......... ... .. .. ........ ..... ..... ..... ....
sonrzzzzzzzzzzz
..... .... ..... ..... .... . ... !!
- ........
- ........
- ........
Elmzzzzzzzz ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ......., ...., ....., .....(!) ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............? ..... ..... ..... ..... ........ .. ".........." ... ....... .... ..... ..... ..... ..., ..., ...., ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... .....!!! ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......!

ahh !!zzzzzzzzz XD ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... "......." ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......!

Bigunzzzzzzzzzzz; ..... .... .. "..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ......." ..
... .......... ........... ... ....... ... ..... ...... ..... .. ... .... .... ..... ..... ..... ....... ....... ..... ........ ...... ............... ... birzzzzzzzzz .... ..... .... ..... ..... ..... .... " dondzzzzzzzzzzzzz " .... .... .... ..... ..... ...... ...... ..... ......... ...... ...... ...... ..... ..... ... .... ..... ..... ... .. ..... .... .... ... .... ... ... ... .. ( .. , .. , .... )

Elzzzzzz mahkumzzzzzzzz .... ..... .... ...... ..... ...... ....... ........ .......... ........ ..... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......

Elektrikzzzzzzzzzzz , ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ......... buzzzzzzzzz

durumzzzzzzzzzzz ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ........

Vişnzzzzzzzzzzzz ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... " ......." .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. agaczzzzzzzzzz .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ............ ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......

... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. ........... ( ............ ) demişzzzzzzzz.... .... .... zzzzzzzz ...... ..... ... anzzzzzzzz ...... ...... ....... birzzzzzzzzz....... ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ......

....... .... ..... ............., .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......

....... ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......

....... ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .............. ....... ...... .... ... ..... ..... ..... ..... ..... ........ .. .......... ... ....... .... ..... ..... ..... ... ... .... ....... ........ ....... ...... ....... .... ..... ............. .......


..... ........ .... .... .......!

sonzzzzzz cumlzzzzzzz : Susma sustukca sira sa.. .......

saydir allah saydir.

Yukaridaki yazimdan anladiklarimizi yazalimzzzzzzzzz...

17 Haziran 2014 Salı

Kadın

İlk insanlar kutsal kitaplarda yazilanlara gore Adem ve havva ikilisidir. Adem topraktan ve Havva da Ademin bir parcasi olan kaburga kemiginden yaratilmiştir. Buraya kadar inanclarimiza gore ters giden birşey yok..

Ama...

Eski ahit ( tevrat ) efsanelerinde bahsedilen bir kişi daha var. Lilith. Adi bu isimle bilinmese bile Turk mitolojisine adini " al karisi " olarak duyurmuş ve yeterince un salmiş birisidir. Gelelim Lilithin efsanesine.

Eski yahudi efsanelerine gore Adem ve Lilith ilk topraktan yaratilan insanlardir. İkisi de eşit olarak ayni maddeden - topraktan yaratilmiştir. Adem erkek oldugu icin surekli olarak erkek egemenliginin olmasi gerektigini soyler durur. Fakat Lilith ikisininde topraktan yaratildigi icin ikisininde eşit oldugunu savunarak kabul etmez. Ve cenneti terk ederek Şeytanin mekanina gider. 

Adem ve Lilithin bu durumundan cikan ozet.

- Kibir.
- Kadin ve erkek anlaşmazligi
- Kadinin, kari koca kavgasinda başrolu oynadigi.
- Kadinin intikam icin duşmaniyla bile en acimasiz şekilde intikam almak icin anlaşma yapabilecegi
- Kadinin eşitlik saglamak istemesi
- İlk feminizm.

Cikarimlari bi yerde tutup hikayeye devam edelim. 

Lilith Cinlerin babasi şeytanin yanina gidip eşitlik istediginde Şeytan bunu kabul edip hergun cinsel ilişkiye girerler ve hergun 100 cocuk dogurur. Tanri Ademin mutsuz ve sikilgan oldugunu gordugunde Lilithin cenneti terkettigini ve sikildigini soyler. Bunun uzerine tanri uc melegini gonderir ve Lilithe geri gelmesini aksi halde hergun 100 cocugunun oldurulecegini soyler. Lilith geri donmez ve hergun 100 cocugu oldurulur.

Ozet.

- Erkek pişman olabilir.
- Kadin bir kere kirilinca inatciligi tutar.
- Kadin intikam alabilir.
- Mutlu olmayan kadin mutlulugu başkalarinda arar ve bulur.

Hikayenin devami.

Geri donmeyip cocuklari oldurulen Lilith tanriya olan intikamini alabilmek icin " Yeni dogmuş cocuklar ve 8 gunluk logusa kadinlar benden korksunlar, Şayet korkmazlarsa and olsun ki cocuklari benim esirim olacaktir " yeminini eder ve Turk mitolojisine adini " Al karisi " olarak yazdirir.

Daha sonra Tanri Ademin cennette cok sikildigini farkeder ve yeni bir eş yapmak icin kollari sivar. Fakat bu sefer " eşitlik " ilkesini yok sayarak Erkegin parcasindan olmasi gerektigini duşunur ve Adem uyurken kaburga kemiginden havvayi yaratir. Sonrasi bilindik hikaye...

Lilith yenidogan cocuklarin ve sekiz gunluk logusa kadinlarin duşmani oldugu kadar evli erkeklerinden duşmani olarak goze carpar. Evli erkekleri yoldan cikarmak icinde elinden geleni yapar. Evli erkekleri yolundan cikarmak icin yaptigi eyleme Fahişelik, meslege ise Fahişe denilir.

Özetle : Karı koca kavgası yaradılışımızda var. Kibir ise kadının hakkı!

15 Haziran 2014 Pazar

Kahvaltı


Biliyosun ben yemek yemeyi çok seven birisi değilim. Hayatım boyunca fastfood yemiş olsam bile, ki bunun yanında Gastronomi bölümünde yüksek lisans yapmaya kalkmış ama bitirememiş bir kişi olaraktan kilo alma konusunda pekte iyi değilim. İyi olmayı bırak, benden bi bok olmaz. Vasatın vasatıyım anlayacağın.

Düşünürken yemek yediğimde sürekli olarak ekmek yemeyi unutuyorum. Yemek yerken de sürekli düşünen bi insanım. En önemli kahvaltı öğününde bir restorana gidip kahvaltımı söylesem o kahvaltının bitimi yaklaşık öğlen ikiyi buluyor. Ki ben kahvaltıya saat10da oturan birisiyim. Dört saatte kahvaltı bitiyor. Heleki kiloya gittiğimde. Tamam Kilo süper yemek yapıyor, kahvaltıda bol bol süt içer olduk bu aralar. Eskiden içtiğim tek süt anne sütüyken şimdi bi de inek sütü girdi ki hayatıma sorma. Süt dedim de aklıma geldi, süt menüsünü abartmayı düşünüyorum. Keçi sütü, inek sütü, koyun sütü, at sütü, deve sütü... Hepsi tam yağlı bol kalorili kilo almanın yolunu açan besinlermiş. Neyse kahvaltıda bi kuş sütü eksik oluyor. İşte kızartma ponfrit patatesinden tutta yağlı pastırmalı kayseri sucuğuna kadar aklına kahvaltıda yeneceği o an gelmeyecek bi ton çeşit... Zeytin üç çeşit, domates ve hıyar desen eksik olmaz zaten, beyaz, kars kaşarı, çedar, örgü peynirlerinden mutlaka iki tanesi olur. Reçel desen Kilo evde yapıyor. Alanyada dışarıdan topladığı Turunçlarla. Turunç acı bi meyve sadece reçeli yapılıyor diye biliyorum. Ahh evet süt. Sütü de unutmayalım Lütfen. Tereyağı, çikolata ve enfes nar çiçekli Çay. Menü çok kabarık ama benle Kilo kahvaltının bittiği anı, ortada kızarmış baş köşeye kurulmuş sucuklu yumurtanın bitmesiyle kahvaltıyı noktalıyoruz. Anlayacağın sucuklu yumurta bitti. Kahvaltı bitti. Yaklaşık 15 dakikada tavayı ekmekle sıyırmaya başlıyoruz görmemişler gibi. Canın çeksin diye değil yaa hergün böyle değil. Sadece pazar günleri böyle. O da Kilo izinli o yüzden. Yoksa her hafta bunları almak için benim Migrosla reklam anlaşması yapmam lazım.

En önemli öğün diye rahat 10 yıldır beynimizi patlatıyorlar kahvaltı için. Ama benim için en önemli öğün elbette ara öğünler. Düşünsene alabildiğine meyve yiyosun. Elma, Armut, Kayısı, Çilek, Kiraz, Karpuz, Kavun ve yanında yediğin çerezler de cabası. Tabi bunları bi de sütle ardından desteklemek lazım.

Bi de yaz aylarındayız şimdi. Sezai başımın etini yer oldu. " Bak bi gram daha kilo alırsan o kiloları sana geri verdirtirim zorla" diyor. Artık götüme şaplak ata ata mı alır kiloları yoksa merdaneyle orama burama vurup kilolarımı yok etme ayağına beni hastahanelik mi eder bilemem. Şu anda 74 kiloyum. 180 boyumla artık gerisini sen düşün. Hatta düşünmeye çalışma bence. İki çıtayı yan yana koy işte. üstüne bi de en incesinden bebek yastığı, kafa ve kolları da unutmayalım tabi. Allah belamı vermiş benim böyle bence. Tarladaki korkuluktan bile zayıfım. Kol kası desen dirseğimin üzerinden yumurtadan biraz büyük bişeyler var. O da zorlarsam tabi. Adonis desen o zaten ortalarda yok. Biraz Göbeğimi içe çekince ortaya çıkmayı bırak kemiklerim sayılabiliyor. Bir, iki, üç...

Protein tozunu zaten daha önce söylemiştim sana. Onun yanında da beyaz eti tuzsuz yemek gerekiyormuş. Bi de facebookta " Bi haftada 20 cm" diye reklamlar çıkıyordu. Tıkladım birine. Penis büyütmek için alınan afrodizyak ve bilimum bişeylerin karıştırılmış halini ilaç yapıp satıyorlar. Ondan alsam en azından kilo alırım diye düşündüm de, sonra vazgeçtim. Kilo alıcam diye önümde kocaman bi kabarıklıkla gezmek benim tarzım değil. Zaten testislere de zararlıymış diye kendimi avuttuğumda ilacın sitesindeki penis resimlerine bakıp " ohaaa eşşek kadar şey olmuş bu" diye geçiriyordum içimden. Zaten o ilaçtan tam etki için 3 kutu almak gerekiyormuş. O yüzden muhasebesel hesabımda tanesi 99 TL olan ilacın üç kutusu 297 TL oluyor ki ben bu parayla ayda sekiz sinemaya  giderim, hamburger yerim, kitap- dergi - gazete alırım. O yüzden gerek yok.



Film : Bu hafta sinemalarda Malefiz var izleyin bence. Angelina Jolie oynuyor. Uyuyan Güzel masalının Cadısının neden kötü olduğunu anlatıyor. Kaçırmayın derim.

Kaçırdım : Yaklaşık 3 hafta önce Deeptone bana " en çok güldüren blog " ödülünü layık gördüğü için çok teşekür ederim. Aynı ödülü bi de şeyma vermişti de. Gidip teşekür etme fırsatı bulamamıştım. Burdan edeyim bari. Teşekürler deep ve şeyma.

Kitap : Tuna Kiremitçinin yeni kitabı "Sonun geldi sevgilim" okuyun. Konusunu söylemicem. Kısaca süper...

Müzik : Ricky Martin, J. Lo, Pavarotti.

Yazıları Okunacak kişi : Yılmaz Özdil, Kanat Akkaya, Ertuğrul Özkök

8 Haziran 2014 Pazar

Çocuk

Tamam biliyorum elbette çocuk bakmak dünyanın en zor işi. Hatta önce doğurmak daha sonra ona annelik babalık yapmak çok daha zoru. Annenin doğumdan önce aldığın kilolar ve babanın baba olacağım ben dediği heyecanlı inleyişi de cabası. Yemeğini yedir, gazını çıkart, bezini bağla, bi de o boklu bezini değiştir, sonra doktor gidip o boklu bezden bi de analiz yapsın, bezin üstündeki bok sıvı gibi bişeyse “ çocuğunuz ishal olmuş şunları yedirin bla bla “ ama bezin üzerindeki bok katı ise “ çocuğunuz kabız olmuş ilaç yazıyorum bla bla” ateşi çıktıysa fitil yazar hemen. Bi de fitillide hiç anlamış değilim. Sonuç ne olursa olsun o fitil o deliğe girecek. Sonuç bu. Ateş düşürmek için başka şeyler varken bi de kadınların tek derdi küçücük çocuğun götüne fitil sokmaları. Ordan bakınca bunlar hep ayıp şey gibi duruyo  ama değil. Anlatmam gerekiyodu yazıyı daha iyi anlaman için.

Alanyada çalıştığım bi otelden arkadaşımın ikizleri var. Bi erkek diğeri de kız. Ve bunlar 3 yaşında. En heyecanları dönemleri. Hareket etme aşkları, yeni şeyler tanıma içgüdüleri ve önüne gelenleri kemirme içgüdüleri…

İşte sevgili arkadaşım benden rica etti. Sadece bi kaç saatliğine bakıcısı gelen kadar bakmamı istedi. Olur diyip gittim saat 3te evlerine. Çocuklar o kadar şeker duruyorlardı ki bonibon gibi yiyesim hatta birini bulursam bunlardan şöyle patır patır sekiz on tane yaptırasım bile vardı yani. O derece puding tadında iki sübyan.

Anneyle baba bana bakıcılarının saat 19:00 da geleceğini ne yapmam gerekenlerin listesi olan bir kağır verdiler. Onları uğurlayıp bebekleri karşıma alıp yapmam gerekenlerin listesini okumak için elime aldım. Ki almaz olaydım! … Liste Rusça yazılmış! Ve bende de bi damla Privetten başka Rusça yok. Aslında Rusçam çok iyidir benim ama sadece gramer ve kelime bilgim eksik….

Neyse zaten ben bunlara bakarım noolcak yaa diyen erkeksi gururumu sikeyim zaten. Çocuklar bildiğin haşere gibi ordan oraya zıplıyorlar, durdukları yerde altlarına yapıyorlar, ya da birbirlerinin saçını çekip birbirlerine sadist eylemlerle… Artık gerisini sen getir.

Üç yaşındalar ama hiç üç yaşındaymış gibi durmuyorlar. Lan biz üç yaşındayken bırak yürümeyi, annemiz ayağında bize “ E bebeğim eee eee ee e “ diye ninni söyledi. Bi de bunlara bak hiperaktiflik bile bunların yanında tırtıl kalır. Boyutu iyice aşmışlar. Kendimce bi yöntem buldum bende. Gittim odalarına en dandik dört çarşafı ikişerli birbirine bağladım. Sonra da onları önce bu çocuklara bellerinden diğer uçlarını da kendi belime bağladım. Ki fazla uzağa gittiklerinde haşerelik yapmasınlar diye ki yöntemim tuttu. Kapıya doğru yanaştıklarında hemen kendime çekiyorum. Kolay oluyo yani. Sonra tabi benim yöntemim işe yaradı. Bunlarda evde tevacüz kanışmazsa zebk almaya bakıcaz dediler heralde ki ikide bi kapıya doğru gidip kendilerini çektiriyorlar bana. Heralde buz pateni havası veriyodu. Ay sonunda dizginledim de onları saçımı başımı yolmalarından kurtuldum yemin ederim.

Sonra bakıcısı gelene kadar böyle devam etti olay. Gerçi ben kapıyı açana kadar akla karayı seçtim ama kapıyı da açınca bakıcı hatun ufak çaplı belimde bağlı çarşafı görünce şok geçirdi. Sonra da gülmeye başladık beraber. 

4 Haziran 2014 Çarşamba

Tavsiyem Var: Hürriyet Sosyal

Bir süre önce sosyal medya üzerinden en çok takip ettiğim gazetelerden biri olan Hürriyet gazetesinin bir geri sayım içinde olduğunu gördüm. Neredeyse tüm yazarları belli bir heyecan içindeydi. Açıkçası ben yeni bir sayfa tasarımı ya da yeni bir yan haber sitesi haberi beklerken birdenbire hayatımıza ‘Sosyal Hürriyet’ girdi. Önce insanların beğenilerini hemen sonra ‘çok bilgi istiyor’ eleştirilerini okumam merak  uyandırdı ve hemen giriş yaptım.

Açıkçası sosyal medyada internet gazeteciliğinin en iyilerinden biri olduğunu düşündüğüm Hürriyet gazetesi beni şaşırtmadı. Herkesin kendi gazetesini oluşturabilmesi fikri zaten baştan çok cazip. Biri internet sitesinin yıldırıcı reklamlardan, ilgi alanım olmayan haberlerden ya da hiç okumadığım yazarlardan arınmış sadece benim için yaratılmış bir portal haline gelmesi bence harika bir fikir. Bunun yanında fikirlerinizi kendi sayfanız üzerinden paylaştığınız bir sosyal tabanlı haber sitesi olması çok önemli bir gelişme. Özellikle birdenbire gelen sosyal medya yasakları yaşayan bir ülke olarak fikirlerimize ses veren alternatif bir site olması bence cankurtaran gibi bir şey. Bu noktada bir yanlış anlamayı açıklama ihtiyacı hissediyorum. Twitter üzerinden sanki köşe yazarlarını ya da haberleri okumak için mutlaka bu sosyal hürriyet’e üye olmak gerektiği gibi bilgiler dolaşıyor. Günlük olarak her zaman girdiğimiz hurriyet.com.tr bir yere gitmiş değil. Eskisi gibi istediğiniz haberleri okuyabiliyorsunuz. Mobil uygulamaları hiçbir giriş istemiyor. Buna rağmen bugün bu sitenin istediği bilgileri isteyen onlarca sosyal medya kanalını aktif kullanıyoruz. Bunun bir itici güç olarak görülmesini sadece yeniliklere verilen ilk direnç olarak görüyorum.

Artık  hem Hürriyet yazarları hem de diğer okuyucularla interaktif ilişki kurabileceğimiz,  tartışma yaratabileceğimiz bir platforma sahibiz. Yazarların sadece köşe yazıları değil; kişisel postları da gün içinde paylaşılıyor. Bunun yanında ‘Öne Çıkart’ butonu ile önemli bulduğum ve gündeme getirmek istediğim haberleri Hurriyet.com.tr’nin ana sayfasına taşıyabiliyorum. Sosyal medyadan kullanmaya alıştığımız hashtag (etiket) ile haberler hakkındaki yorum ve paylaşımları kolayca süzüyorum. Yani daha çok insan ile daha çok haber paylaşıyor bunun yanında daha özgür haber alıyorum.
Bundan önce #hurriyetbenim etiketi ve reklamı ile çok ses getiren bu yayın grubu yarattığı portal ile bunu kanıtlamış durumda. Artık gerçekten Hürriyet benim.

İçerik: http://durumbildirimi.com/
Bir boomads advertorial içeriğidir.

2 gece 3 gun

3 gun once gecenin korunde Sezainin aramasiyla kendimden gectim. Hastahaneden cikan bir insan nasil olurda bana olecegini ve beni son kez gorecegini soyluyordu inanmazsin ben de anlamadim. Ama icime kurt duştu. Son kez beni gormek istemesi onun olmesi demek. Yok olmasi demek.

Sabah oldugunda olmuş buyukbabamin oldugunu bizim mudure soyleyip zar zor normal iznime bir gun daha eklettim. Kemerin yolunu tuttum. Ama icim nasil biliyor musun? Bok gibi. Yani sezaiyi son kez gormek. benim yaşam enerjimin ortadan kalkmasi gibi bişey. O yoksa bende yokum dedigim gundu uc gun once.Yani ayin birinde.

Neyse ben Kemere geldim. Sezai beni otogarda karşiladi. Hayirdir sen olmeyecekmiydin ben seni taziyeye gidiyordum hatta helvani kavurmayi bile duşunuyordum demeye kalmadan kolumdan tuttugu gibi marinada bir tekneye bindik. Ya ne oluyo diyorum sen yatmiyomuydun evde nasil ayaklandin desemde cevap vermedi bile bana. Hicbirşwy demeden teknenin motorunu caliştirdi ve bana.

- İnya. Omrumun kalan gunlerini seninle gecirmek istiyorum -dedi.

Ben tabi şok falan olmadim. Biliyorum yine bu işin sonunu. Yok benimle evlen ne olur, ayni evde yaşayalim hadi, calişma sen ben sana bakarim gibi beylik laflarida arkasindan siralayacak.. Ama oyle olmadi.

- Seni cok seviyorum.

E tamam ben de seni cok seviyorum da. Sonra?
Sonra işte..

Biz baya bi acildik denizde. Oltalarimizi attik. Muzikleride iyi ayarlamiş pezevenk ama biliyo musun. Şu Banu Alkanin havuz başinda seksi seksi yururken arkasindan calan muzik rahat bi saat caldi. Ondan sonra da Nuri Alconun Emrahin annesine tecavuz etmeden onceki muzigi geldi. Sonrasi hep işte slow aşk şarkilari felan.

Masmavi denizdeki tek yiyecegimizin balik olmasi " abi denizin ortasinda yaşam formulunu buldum " demek gibi bişey. Her oltayi attigimizda kahvaltida cinekop, ogle yemeginda cupra, akşam yemeginde levrek yiyip midemizi bunyemizi balikla doyurduk. İnanir misin karaya cikmak hic aklimin ucundan bile gecmedi. Sunu farkettim ki denizin ortasinda sinekler felan gelmiyomuş. Haberin olsun.

İki gece boyunca yalnizca ben ve sezai vardik ki en romantik andi benim icin. Tamam ilk başta balatalarimi yakmiş olabilirim ama, iki gun dunyadan kendimi soyutlayinca gordum neler olabilecegini. Mukemmel bir 2 gece uc gun gecirdim. İnanir misin heyecandan ne yapacagimi şaşiriyorum. Kusura bakma ama ilk başta hemen wapiye haber verdim meraktan deliye donmuştur diye ki oyle de olmuş zaten. Agzim kulaklarimda otobuste cigliklar ata ata anlattim ona ama kiskanmadiysada sorun yok. Amaaan kiskanorsa da yaz tatili geliyo giderler onlarda bi yere.

Sonra işte arkadaşlarim merak etmişler, blog arkadaşlarimda merak etmişler. Seviliyo muyum ne?

Cok detay anlatamadim ama. Onuda heyecanima ver artik tamam mi?

1 Haziran 2014 Pazar

şimdilik

Şimdilik son.
Geri donecegim...