12 Ekim 2019 Cumartesi

Köpppppek gibi gelip konuşamaya çalışacaksın

Biri var.
Geçen gün böyle bi ağız dalaşına girdik. Ama dışarda görsem peşinden ağzımdan salyalar döke döke dolaşırım. Fakat aynı yerde çalışında olay farklı bi yöne kayıyor.

Sırf sen dedim diye aldı beni itin götüne soktu. Neymiş siz diyecekmişim. Gerizekalı 33 yaşında adamım elim ekmek tutuyo , ayağım yürüyo benim. Senin kaprisinle mi uğraşayım bu saatten sonra.
Gelmiş bi de masama oturuyo. Kalk git dedim. Kovdum ofisten.

Sonra bana işi düştü. İnya bey şunu yapar mısınız dedi. Ben de ben yapamam sen yap dedim. yüzüne kapattım telefonu. Gitmiş beni şikayet etmiş patrona.

Ha sonra ne oldu , patrondan fırça yemiş. Ohh dedim canıma minnet.

Bugün de bu zat yine geldi. 2 aydır konuşmuyoruz. Yüzünü görünce sümük görmüş gibi oluyorum artık. geldi masama , inya bey şu telefon numarası size ulaşmaya çalışıyormuş rezervasyon gelecekmiş. dedi. aldım kağıdı. aradım numarayı , anlattım. yüksek fiyat çektim. almadım rezervasyonunu oh olsun.

Sonra A4 bitmiş bizde. arkadaşı gönderdim git A4 al diye. bu beni aradı niye sen aramıyorsun diye. Ben de ona sen değil siz diyeceksin dedim. A4 gönder 3 koli dedim. Gözüne far tutulmuş tavşan gibi telefonda iki saniye bekledi. Sanki onun için dünya durdu. Tamam dedi.

Hala arayıp bişeyler soruyor. Bak dedim. Bugüne kadar bu işlerini nasıl kimlerle yapıyorsan onlarla yap. bana hiyerarşi ile gelme. Aynı işletme için çalışıyorsak senin bana bu şekilde davranmana gerek yok. dedim. itin götüne soktum onu.

kısasa kısas.

30 Eylül 2019 Pazartesi

Neler olmuş ?

Nerden nasıl başlasam bilmiyorum. Son 3 yılda kendimi neredeydim de nerede buldum nerede olduğumu sanıyordum da nerede var olmayı istediğim hakkında henüz bir fikre sahip değilim. ağzımda bu ara bi şarkı dolanıyor.

Benim ahımı aldın
Ahım da seni alsın.
iyi günde kötü günde
yerde kalır mı sandın.

Bu şarkıyı her söylediğimde millet bana ne kadar kötü şarkılar söylüyorsun diyip duruyor. Doksanların havası milenyumlulara yaramıyor orası kesin. Ha ahımı alan biri var mı var.

Bakalım son 3 yılda hayatımı iyi ve kötü yönleriyle , kimin ahını aldım kime ah ettim bi sıralayayım istedim.

Hayatıma giren iyiler ,

- Borsada parayı vurup ablama bi ev aldık. ( Bu benim için iyi değil )

-Borsada parayı vurup kendime motor aldım. ( Bu benim için iyi )

- Hamiyet geldi gitti.

- Ali geldi gitti.

-  Ticaret yapmaya başladım. ( Yine batırdım - arkamda bi ton borç - )

- yeni işimden memnun muyum ? Bu sürekli bir sorun oluyor bana . Bunu şöyle sıralıyorum kendime , aslında bu müdür olmasa herşey daha güzel olacak , müdür işi bırakır , aslında bu patron olmasa herşey daha güzel olacak. , ben işibırakmak istiyorum galiba.

Hayatıma giren kötüler ,

- Sera bekçisi çoban köpeğimi ikinci kez zehirlediler.

- Muzluğumuzdan muz bankosu çalındı.

- Gülle çok fena ağız dalaşına girdim. Kazanan ben olmama rağmen kızın yüzünü görsem ustura basasım geliyor.

 - Küçüğü geçen gün otobüs durağında gördüm. Hala aynı. Küçük.

- Konyalı hala yazıyor. Ama bi cacık yok.


Madde madde böyle.

Vallahi.

Ben galiba ekonomiyi bu ara bıraksam yeter.

18 Mayıs 2019 Cumartesi

Seni seviyorum

Geçen gün benimkiyle kavga ettik . Artık yaptığım işi yapmamı istemiyor. Bense hem işimi seviyor , hem de bu işten başka ne yapabilirim başka diye düşünüyorum . Sabaha karşı saat 5 de işten çıkıp eve geldiğimde Sezai yatıyordu. Sessiz sessiz elbiselerimi çıkarıp duşa girdim . Sıcak suyun etkisiyle o kadar mayışmışım ki saatin 8 olduğunu farketmemişim bile. Ellerim ve ayaklarım buruşmuş ve küvetin içinde çıplak vaziyette yatarken banyonun kapısının Sezai tarafından açıldığını duydum ve gözlerimi açtım . 

gece uzun geçti ha?
Sorma saat 5 de geldim , on dakika duş alayım dedim iki saat duşta kalmışım.
- Orası belli. Hey bak , sana başka bi iş bakalım . Ben çok sıkılıyorum senin her gece saat beşe kadar çalışmandan. Geceleri sana sarılmayı , seni öpmeyi, koklamayı istiyorum artık.
- Nasıl bırakayım sezai allah aşkına. O kadar borcun içinde , neyle ödeyeceğiz.
- Bırak demedim. Başka bi iş bakalım dedim. 
Ben işimi seviyorum. 

Sonra ben küvetten çıplak çıkınca Sezainin vucuduma istekli isteksiz baktığını gördüm . Gözlerini dikmiş vucudumu inceliyordu. Kolumdaki kesiği farketti. Yanıma yaklaşarak , meraklı ve sinirli bi tavırla , 

ne oldu? - dedi yarayı göstererek. 
- Klüpte kavga çıktı. Şişeler kırıldı ben de arada kaldım .
- Yakında canından olacaksın. 
- Merak etmeee bana bişey olmaz .
İyi öyle olsun bakalım. 
- Ben kahvaltı hazırlayayım.

Küvetten çıkarken sezainin önümden çekilmesini beklemeden başım önümde yürümeye başladım. 

- Bak ne diyeceğim sana. İstersen hazırlan dışarıda güzel bi kahvaltı yapalım. Sonra senin prim ve alacak işlerini konuşuruz. olmaz mı ?
- Bana beş dakika ver. Başım çok ağrıyor. Hemen üzerimi değiştirip hazırlanırım.

Banyodan çıkıp kapıyı kapattım. Sezaiyi banyoda tek başına bırakıp yatak odamıza, ikimizin de özgürce birbirine sahip olduğu , saatlerce gözlerimizin içine baktığımız odaya girdim. gardrobumdan üzerime herzaman ki gibi bi kot bi t-shirt giyip çıktım. "ben hazırım" diyebildim. 

Sezai de traş olmuş o da hazırlanmıştı. 

- Hadi - dedi. Kapıyı göstererek. Asansörden inerken başım Sezai'nin omzunda düşünmeye başladım.  
- Seni seviyorum. - dedim.
- Dur şimdi bunun sırası değil. sonra seversin şimdi işimiz var dedi. 

ÖKÜZ.

19 Ocak 2019 Cumartesi

Birden dönüş

Uzun zaman oldu yazmayalı. Alanya gibi güzelim şehri bıraktım Ankaraya geldim. Ankara diyorum ama Boluya daha yakın bi yer. KIZILCAHAMAM. Üstelik bölgenin tek 5 yıldızlı oteline. İsmini vermiyim reklama kaçmasın.

Neyse işi bi yana bırakalım.

Hayatıma giren çıkandan bahsedeyim azıcık.

Alanyada iken her gece abdurrahman çelebi olaylarına girebiliyorken burada hiç bişey yapamıyorum. Kızılcahamamın iki tane caddesi var. yukardan aşağıya 1 km. Yukardan osursan aşağıdan net bi şekilde duyuluyor. O kadar küçük yer. Bi de havası çok karlı, soğuk ve bol oksijenli. Oksijen midemi resmen yakıyor.

Buraya geleli 4 ay oldu. Memnun muyum ? henüz karar veremedim. Bi yandan düşündüğüm şu 12 aylık iş bulmuşsun inya bu devirde nerde bu diye düşünüyorum , diğer yandan sanki Alanyada yoktu böyle bi işte kalktın buraya geldin diyorum içimden. Memnun muyum , hayır adım insanyavrusu.

Ankaraya bağlı olması ayrı bi olay ama Boluya daha yakın diyorum ya . Her hafta Ankaraya gitmek yerine Bolu geredeye gidiyoruz. Mangal yakıp piiz yapmaya. Niye , çünkü burda bir tane alkollü mekan var. Onun fiyatları eşşek kadar pahalı. Ama adım başı tekel bayi var. Millet üşenmemiş adım başı tekel bayi açmış. Toplam on bin nufusu olan bi yer. ama bin tane tekel bayi vardır.

Alanyadan geldim geleli Alanyadaki görüşemediklerim yazmaya başladı. Hani gitmeden görüşecektik ne oldu diye. E gerizekalı, 7 aydır sana söyledim görüşelim görüşelim diye. ne oldu . Kaç defa görüştük sanki. Bunlarda ayrı terane.

Neyse canım sıkıldı.

Alanydaki benim yavukluyla konuştum şimdi telefonda . Onu görememek çok canımı sıkıyor.

Özledim.

Hem de çok.

Sonra yazarım.