Kadın Doğumu

Bi reklam görüşmesine gittim. Reklam filminin senaryosunu yazma işi bana kaldı. Reklam hamile kadınların son döneminde kullanması gereken probiyotikler ve bebeğin anne karnında gelişmesi için gereken vitaminleri alması için bi yiyecek reklamı.

Toplantı salonunda yapımcı , beni öneren arkadaşım , oyuncu hamile bayan , yönetmen ve set amiri de vardı. Biz onu böyle şunu şöyle yaparız derken hamile kadının bi anda tansiyonu oynamaya başladı. Bayılacak gibi oldu. Sıcaktan heralde diyip dışarı çıkardılar. Sonra geri getirdiler.

- Burda doğururmuş

diye bi espri yaptım. Kadın yine fenalaştı. Bu sefer koltuğa yatırıp ayaklarını diktik.Beynine kan gitsin diye. Ama hala sancısı var. Kendimi sakin tutmaya çalışıyorum ama bi yandan da heyecanlıyım. Ya kadın burda doğurmaya çalışırsa ve sıcak su , kuru bez getir olayına girersek ne yapacağımı bilmiyorum.

Kadın soğuk terler dökmeye başladı. sağ tarafı uyuştu. sola yatırdık hala kasılmaları devam ediyordu. Kadın zar zor kocamı arayın kocamı istiyorum dedi. Telefonu da bana verdi al sen konuş diye. Aldım telefonu konuşmaya başladım.

- Alo merhaba, inya ben. Bi reklam filmi için eşinizi oynatacaktık fakat şu an kendisinin sancıları başladı acil olarak gelmeniz gerekiyor sizi istiyor.

- Merhaba , ya ben gebzedeyim iş yerim oraya çok yakın. acil gebzeye gelmem gerekti iş için. Lütfen siz idare edin.

Arka planda bi kadın sesi - yaa hayıır gidemezsin - dedi.

Ben bunu duyar duymaz zaten adamın saman altından su yürüttüğünü anladım.

- Tamam , tamam . idare etmeye çalışacağım. Siz en kısa zamanda gelmeye çalışın.

Telefonları kapattık. Ben kadının yanına gittim. Kadının karnına ellerimi koydum. - Derin derin nefes al , derin derin nefes al. Bak çocuk sıkışıyor sen nefes almazsan daha fazla acı çekeceksin. Nefes almaya devam et. - onunla beraber ben de aynı hareketleri yapıyorum. sanki uzman bi doktormuş , 10 kere doğum yapmışım gibi anlatıyorum. - bak burda doğurmazsın. daha çok erken. daha seni hastaneye götürecekler çocuk geliyor mu gidiyor mu ona bakacaklar. Normal bi doğum olmaz. Doktorun nerde doktorunu arayalım hemen. - dedim.

Kadın acı çeke çeke - Kocam nerde geliyor mu ? şimdiye gelmesi gerekiyordu - dedi.

- Kocan yolda tamam geliyor. sen sakin ol. - derken ben de sakin olmaya çalışıyorum. İnanılmaz bir şekilde de heyecanlıyım heyecanımı belli etmiyorum. Ömrümden ömür gidiyor.

Kadını bi sandalyeye oturttuk. Ayaklarını da başka bir sandalyeye doğurma pozisyonuna getirttik. Artık kadın doğurdu doğuracak o kadar acı çekmeye başladı.

- Kemiklerin birbirinden ayrılıyormuş gibi hissediyor musun ?

- ahhh evet .

- Tamam , tamam sakin ol. Ambulansı nerde. Nerde kaldı ambulans.?

Ben bunları söylerken ambulans görevlileri geldi. Ben kadının yanından çıktım. Artık bebeğini bekleyen baba konumuna girdim. Başım ellerimin arasında önüme bakıyorum. Kadın bi çığlık attı aha doğuruyor dedim.

Hemşire - arkadaşlar doğuma hazırlanıyoruz, mecburen burda doğuracak.

- Nasıl ya burda doğuracak. daha suyu gelmedi nasıl doğuracak burda.  Siz nasıl heşiresiniz. Hemen tutun yavaş yavaş ambulansa taşıyalım gidelim hastaneye.

- Beyfendi , doğum burda olacak. kasılmalar yüksek. Arkadaşlar bayanı hemen yatıralım şu masanın üzerine.

Yanında gelen görevliler hemen masada bizim için hazırda bekleyen defter ve kalemleri süpürüp yere attıktan sonra masanın üzerine çarşaf serdiler. kadını sedyeyle masaya yatırdık. Kadın bağırmaya çığlık atmaya başladı. Ağzına havluyu sıkıştırdım. bunu ısır ve ıkın yavaş yavaş hemen bitecek. derin bi nefes al ve ıkın. eveet böyle derin bi nefes all ve ıkın. ha gayret bak geliyor. hadi rahim açıldı evet geliyor hoooop bi kere daha derin bi nefes alıyoruuuuz ve ıkınıyoruz. ıııııııııı evet. havluyu ısır evet ısır havluyu ve ıkın. Bunları derken pat diye çocuk çıkmış. Ben hala derin derin nefes alıp veriyorum. heyecanın tavan yapmış. göbek bağını kesti. klipsledi. artık çocuk özgür. Yeni yeni havayla temas ettiği için kıpkırmızı. hemen çocuğu havluya sardılar. anneye verdiler. anne bitkin.

Dünyaya bi erkek çocuğu daha geldi. Nur topu gibi. 2 kilo 300 gram.