Gidiyorum ben dedi. üzüntülü ve yorgun bakışlarıyla bana..
Gitme diyemem sana nasıl biliyorsan öyle yap dedim. sabah sabah uyanmış kendi bulanıklığımla.
Bu akşam gelmiyorum dedi
Tamam sen bilirsin dedim.
VE GİTTİ.
Gidiş o gidiş.
--------------------------------------------------------------------------
Birkaç gün önce resmi kurumlardan birinde işim vardı. X-ray cihazından geçtim. Aletten ses soluk çıkmayınca sevindim. Hızlıca hareket edip işlerimi hallettikten sonra çıkışa doğru yöneldim. Çıkarken de x-ray'den geçmekteydim ki cihaz öttü. Görevli memur amcaya gülümsedim. Çıkarken aramayacaksınız herhalde, diye de mırıldandım. Oğlum, dedi. Niye çıkarken cihazı meşgul ediyorsun. Fazla ötünce bozuluyor bunlar, bilmiyor musun? diye serzenişte bulundu. O an gülsem mi ağlasam mı yoksa x-ray'den tekrar mı geçsem karar veremedim. Özür diledim, başımı öne eğip olay yerinden derhal ayrıldım.
--------------------------------------------------------------------------
Yürürken şahit oldum. Yaşlı bir kadın torununa elini bıraktığı için sitemde bulunuyordu. Kadın muhtemelen altmış yaşında. Çocuk onlu yaşların başında. Kadına göre çocuk kendisinin elini tutmazsa, kaybolabilir, kaçırılabilir ya da herhangi bir kazaya maruz kalabilirmiş. Yaşlı kadıncağız kara haber tellalı gibiydi. Üstelik bir de olayı yol ortasında arkadaşına anlatıyor ve anlatımında kıyas kullanıyordu. Biz bunun yaşındayken anneannemizin elini bırakmaya korkardık!, diyordu. O an hemen kaba taslak bir hesap yaptım. Kadın 62 yaşındaysa 1950'de doğmuş demektir. Torunu yaşındayken, yani 1960'da, kendi anneannesinin de 60 yaşında olduğunu varsayarsak anneanesi de 1900 yılında doğmuş demektir. 2012 ile 1900 arasında tam 112 yıl fark var. Kıyaslarken biraz adil olmak gerek. Zaman değişti. Kabullenmek gerek. Üstelik on yaşındaki çocuğun elini kaybolmasın diye tutmak o çocuğun özgürlüğünü bir kafese tıkmak gibidir. Kaybolmaz teyzeciğim kaybolmaz, bırakın kendi yürüsün, diyecektim. Diyemedim. Düşünmekten ve hesaplamaktan konuşacak vakti bile bulamamışım ki kadın da arkadaşı da torunu da gözümün önünden kaybolup sırlar alemine karışmıştı bile. Bu da böyle bir olaydı işte.
biz varız arkadaşım giden gitsin... :(
YanıtlaSildeğil mi ama... giden gitsin.. yakında ben de askere gidicem :D
Silsevgili insan yavrusu beni izlemeye almışsın lakin profiline tıkladığımda link yok bağlantı yok blogunu bulamadım az önce bloğ tanıtımlarında gezerken buldumm.bak http://icmdkiyolculuk.blogspot.com/2013/10/bloglarnda-profil-ya-da-google-olmayan.html burada izah ettim ben.bu arada izlemeye alamıyorum error istediğinizi malesef gerçekleştiremedik zımbırtısı daha tekrar denerim sevgiler
YanıtlaSildediğini yaptım. Google + yı pek sevmesem de yaptım öyle gerekti sanırım.. teşekürler uyarın için.
SilKalan sağlar bizimdir :)
YanıtlaSilÇocuğun üzerinde egemenlik kuruyoruz bazen.. Bir birey olduğunu unutarak.. Tabi emanet çocuk psikolojisi de vardır anneanne de..
Ben burdayım, giden gitsin.. :)
Kalan sağlar bizimdir tabiki de... giden kişi benim resepsiyonistim. o geceden çıktı ben sabaha geldim öyle yani. yanlış anlaşılma olmasın :D
Silevet anneanneler yapıyolar valla... benim annem benim yiğenime de yapıyo :P
burda olduğunu bilmem mi.. :)
Gidene söylenecek en son sözdür ''gitme/kal'' demek...o lafı haketmiyordur...''gitme/kal'' demek seni seviyorum demektir, sana ihtiyacım var demektir giden sevse zaten gitmezdi o yüzden ''gitme'' sözünü duymayı hiç haketmiyor demektir...sevmeyene seviyorum denmez.
YanıtlaSilTamam anlıyorum biraz romantik yazmış olabilirim de... ama niye şimdi bu duygu incelmesi :P gitti yani giden gider yerine başkası gelir :D
SilGelir tabi bir laf var hani ''gelen gideni aratır'' yok ya aratmıyor yalnış söylemişler o lafı o laf aslında ''gelen gidenin ardından kapıyı kapatır'' olacak :D
SilBu sözü şimdi daha iyi anlıyorum gelen gideni aratır diye :D
SilYa ne diyosun ben bi daha kardeşimin elini tutmucam :) Aslına bakarsan önceden de tutmuyodum :)
YanıtlaSil:) tut sen yine de ne olur ne olmaz :D
SilGidip üzdüyse istersen dövebilirim yalnız :) Aklında bulunsun :)
YanıtlaSil